Ticari İşletme ve Tacir Nedir?
- avahmetas
- 8 Kas 2022
- 4 dakikada okunur
Ticari işletme kavramı, Türk Ticaret Kanunu ve Şirketler Hukukunun en temel unsurudur. Türk Hukuk sisteminde kilit taşı olan bu kavram öncelikle tacirleri, tacirlerin unsurlarını daha sonrasında ise ticari iş ve ticari işletmelerin hukuki statülerini ve işleyişlerini belirlemektedir.
Şirketler Hukukunun girişi olan bu makale de kilit taşı kavramları açıklamaya çalışacağız.
"TÜRK TİCARET KANUNU MADDE 11-
(1) Ticari işletme, esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan faaliyetlerin devamlı ve bağımsız şekilde yürütüldüğü işletmedir.
(2) Ticari işletme ile esnaf işletmesi arasındaki sınır, Cumhurbaşkanı kararıyla belirlenir.
(3) Ticari işletme, içerdiği malvarlığı unsurlarının devri için zorunlu tasarruf işlemlerinin ayrı ayrı yapılmasına gerek olmaksızın bir bütün hâlinde devredilebilir ve diğer hukuki işlemlere konu olabilir. Aksi öngörülmemişse, devir sözleşmesinin duran malvarlığını, işletme değerini, kiracılık hakkını, ticaret unvanı ile diğer fikrî mülkiyet haklarını ve sürekli olarak işletmeye özgülenen malvarlığı unsurlarını içerdiği kabul olunur. Bu devir sözleşmesiyle ticari işletmeyi bir bütün hâlinde konu alan diğer sözleşmeler yazılı olarak yapılır, ticaret siciline tescil ve ilan edilir. "

A) Ticari işletme
Hükümde öncelikle vurgu yapılan husus ticari işletmenin kar amacı güden, ekonomik faaliyetlerin yürütüldüğü bir örgüt(1) olmasıdır. Ticari işletme, işletme kavramını da içine alan daha geniş bir alanı kapsamaktadır. İşletme, tarım, sanayi, ticaret, bankacılık vb. iş alanlarında kâr sağlamak amacıyla bir sermaye yatırılarak kurulan kurumdur. Ticari işletme ise bilişim ve iletişim sektörlerini de içine alan daha geniş bir alanı kapsamaktadır.
Ticari işletme ile aynı anlamda olmayan ve daha geniş alanı kapsayan bir kavram daha vardır. Bu kavram zaman zaman ticari işletmelerle karıştırılmaktadır. Söz konusu olan kavram teşebbüslerdir. Rekabetin Korunması Hakkında Kanunu m.3' göre teşebbüs, "Piyasada mal veya hizmet üreten, pazarlayan, satan gerçek ve tüzel kişilerle, bağımsız karar verebilen ve ekonomik bakımdan bir bütün teşkil eden birimleri" ifade etmektedir. bu kavram hukuki durumu ne olursa olsun ya da ne şekilde finanse edildiği fark etmeyen ekonomik faaliyet yürüten her türlü işletmeyi içermektedir. Tanımda ifade edilen "mal" ve "hizmet" kavramları birbirlerinden farklı anlamları içermektedir. Mal kavramı ticarete konu olan her türlü taşınır veya taşınmaz şeyi ifade eder. Hizmet kavramı ise bir bedel veya menfaat karşılığında yapılan bedeni ve/veya fikri faaliyetlerdir (RKHK m. 3).
Türk ticaret kanununda teşebbüslerle ilgili hükümler mevuttur ancak her teşebbüs, şirketler hukukuna tabi değildir. TTK m.195 hükmüne göre bir teşebbüsün şirketler hukukuna tabi olması için en az iki şirketin(2) bir araya gelerek oluşturdukları şirketler topluluğunda hakim şirketin teşebbüs olması şartı aranmaktadır. Ayrıca aynı hükümde önemli bir diğer husus hakim teşebbüsün de tacir sayılacağıdır. Şirketler topluluğunun hakimi konumundaki teşebbüs, ticari işletme işletmese dahi, bu statüsü dolayısıyla tacir sayılacaktır. Sonuç olarak her ticari işletme bir teşebbüstür ancak her teşebbüs ticari işletme değildir.
TTK m.195/1-(5) Şirketler topluluğunun hâkiminin, merkezi veya yerleşim yeri yurt içinde veya dışında bulunan, bir teşebbüs olması hâlinde de, 195 ilâ 209 uncu maddeler ile bu Kanundaki şirketler topluluğuna ilişkin hükümler uygulanır. Hâkim teşebbüs tacir sayılır. Konsolide tablolar hakkındaki hükümler saklıdır
Ticari işletmenin Unsurları
İşetmenin bir kolu olan ticari işletmelerin varlığından bahsedilebilmesi için hükümde açıkça dört unsurun varlığı aranmaktadır. Kısaca bu dört unsur şunlardır;
İktisadi faaliyet
Devamlılık
Bağımsızlık
Esnaf faaliyeti aşan düzeyde gelir sağlamak.
Bu dört unsurun bir araya gelmesiyle ticari işletmeler oluşur. Önemli bir husus şudur, bu dört unsurun bir araya gelmesiyle bir faaliyet ticari işletme olur. Herhangi bir tescil, mahkeme kararı yahut başkaca bir işleme gerek olmaksızın bu faaliyet ticari işletme olarak kabul edilir. Aynı şekilde dört unsurdan herhangi biri bozulursa başkaca bir işleme gerek kalmaksızın bu faaliyet ticari işletme sıfatını kaybeder.
Ayrıntılı olarak dört unsuru inceleyelim.
1. İktisadi faaliyet
Ticari işletmelerin en temel amacı gelir elde etmektir. Ancak gelir elde etmek dar anlamda yorumlanmamalıdır. Kişi veya kişilerin bir araya gelerek ticari işletme kurmayı amaçlamalarında gelir elde etme amacıyla hareket etmeleri zorunludur. Bu kişilerin gelir elde etmeyi amaçlamalarıyla gelir elde edememeleri farklı şeylerdir. Belirli bir zaman zarfı için gelir elde etme amacıyla kurulan ticari işletmenin kar edememesi ve hatta zarar etmesi ticari işletme sıfatını etkilemez.
Bu unsur ticari işletmeleri diğer ekonomik faaliyet yürüten kurumlardan ayırmak için yeterli değildir. Nitekim TTK m.11 de ifade edilen esnaf işletmeleri de gelir elde etme amacıyla kurulur. Ancak diğer unsurlarla beraber değerlendirildiğinde ticari işletmelerin farkı ortaya çıkacaktır.
2. Devamlılık
Devamlılık unsuru bir ticari işletme için belirleyici rol oynamaktadır. Eğer ekonomik bir faaliyet anlık yahut kısa bir süre için yürütülmek isteniyorsa bu durumda ticari işletmenin varlığından bahsedilemez. Mevzuatta kısa bir sürenin ne kadar olduğu açıkça belirtilmemiştir. Değerlendirme yapılırken ticari işletme ruhuna uygun bir yorum yapılmalıdır. Bu süre zarfının belirli bir dönemi kapsaması da ticari işletme sıfatını etkilemez. Özet olarak eğer bir ekonomik faaliyet devam etme amacı taşımaksızın anlık olarak yahut kısa bir süre zarfı için yürütülmek isteniyorsa o ekonomik faaliyet ticari işletme sıfatı kazanamaz.
3. Bağımsızlık
Bağımsızlık unsuru genellikle ticari işletmelerle, ticari işletme sıfatına haiz olmayan şubelerini ayırmada kullanılmaktadır. Tabi ki bununla sınırlı değildir. Örnek olarak ticari işletme olan herhangi bir anonim şirketin kullandığı deponun bağımsız olmadığı bu şirkete bağlı olduğu düşünülebilir. Nitekim bu depo alacağı kararlarda şirkete bağlı olacaktır. Deponun yönetiminden sorumlu personel alacağı kararlarda bağımsız değildir. Aynı şekilde bir ticari işletmenin şubesi de bağımsız değildir. Alacağı kararlarda merkeze bağlıdır. Ancak bu bağlılık geniş anlamda düşünülmemelidir. Şubenin alacağı iç ve dış kararlarda bağımlı olma durumu farklıdır. Dış kararlar da bağımsız olabilse de örneğin müşteriyi seçerken bağımsız olarak karar verebilirken iç kararlarında mutlak olarak merkeze bağımlıdır. İşte bu durum şubenin ticari işletme olmasını engellemektedir.
4. Esnaf faaliyeti aşan düzeyde gelir sağlamak
Ticari işletme ile esnaf faaliyetleri bu unsurda birbirlerinden ayrılmaktadır. Dikkatle incelendiği zaman yukarıda açıkladığımız üç unsur esnaf faaliyetleri içinde geçerlidir. Ancak esnaflar ticari işletmeler kadar gelir elde edemezler. Bu gelirin miktarı ne kadar olacaktır sorusunun cevabı TTK m.11/2 de açıklanmıştır. Buna göre. esnaf faaliyeti ile ticari işletmeyi ayıracak gelir düzeyi Cumhurbaşkanınca çıkarılacak kararname ile belirlenecektir. Ancak bu miktarın ne olduğu henüz belirlenmemiştir. Cumhurbaşkanınca böyle bir kararname çıkarılmamıştır.
Yine de bu husus esnaf işletmelerinin ticari işletme olmalarını sağlamamaktadır. Miktar belirlenmemiş olsa da ticari işletmelerle esnaf faaliyetler ayrıdır. Bu ayrım yine kanunun ruhuna ve hükmün amacına uygun olarak değerlendirilir.
Comments